Hiç Yemedim Diyen Büyük domuz Yemiştir.

Hiç Yemedim Diyen Büyük domuz Yemiştir. AC2 Proteini Korona virüsler taşıyıcı olur
Türkiye`de “hiç yemedim” diyen, bir büyük domuz götürmüştür. Pediatri profesörü bir hocamın sözüydü bu. Mamüllerinde domuz ürünü kullandığını tespit ettiği pastaneleri, gıda işletmelerini, dava açıp kapattıran da o hocamdı. Dini hassasiyetleri olmadığını söylemesine rağmen, domuz konusunda çoğu müslümandan daha fazla hassasiyet göstermesinin sebebini sormuştuk, anlatmıştı uzun uzun…

(ACE2) adlı protein enziminin Domuz ve Domuz ürünlerinde bulunmaktadır
DOMUZ YAĞI KATKILI GIDA MADDELERİ ULUSLARARASI (E) KODLARI..

****



****

E -100, E -102, E – 103, E -110, E-111, E -120, E • 123, E-124, E -125, E -126, E – 127, E -128, E -140, E-141, E-142, E -152, E -153, E -210, E -213, E- 214, E -226, E -234, E -252, E -270, E -280, E -325, E -326, E •327, E -334, E -335, E -336, E -337, E -420, E -430, E -431, E -432, E -433, E-434 E -436, E-442, E -470, E -471, E -472, E •473, E -474, E -475, E -476, E -477, E -478, E -480, E -481, E -482, E -483, E -488, E -489, E -491, E -492, E -493, E -495, E -542, E -550, E -570, E -572, E -591, E -631, E -632, E -633, E -635 E -904…
 

Et suyu tabletler, hazır köfte harçları, hamburger, hazır çorbalar, kuruyemiş, sakız, cipsler, dondurmalar, renkli yoğurtlar, salata sosu, cips, çiğköfte ve benzeri birçok üründe bulunan “Çin tuzunda”DOMUZ var. – Kimi… İthal donmuş yağlarda DOMUZ var. – DOMUZun kök hücresinden laboratuvarda kırmızı et yapılıyor

***



***
Koronavirüsler insanlarda solunum yolu enfeksiyonlarına ve dünya çapında ölümcül pnömoni salgınlarına neden olur. Enfeksiyonlar, konakçı reseptörlere bağlanan ve viral ve hücresel zarları kaynaştıran transmembran başak (S) glikoprotein tarafından başlatılır. Oligosakkarit reseptörlerine koronavirüs bağlanmasının moleküler temelini anlamak için, koronavirüs OC43 S glikoprotein trimerin kriyo-EM yapılarını izole ve 9- O ile kompleks halinde belirledikasetillenmiş siyalik asit. Ligandın hızlı kinetiklerle yüzeye maruz kalan bir oluğa bağlandığını ve belirlenen bölgedeki etkileşimlerin konakçı hücrelere S aracılı viral giriş için gerekli olduğunu, ancak serbest monosakkaridin füzojenik konformasyonel değişiklikleri tetiklemediğini gösteriyoruz. Tüm koronavirüs korunmuş olan reseptör etkileşen Alanı 9- angaje glikoproteinleri S O koronavirüs hemaglutinin esteraz ve grip virüsü C / D hemaglutinin-esteraz füzyon glikoproteinlerin ligand bağlayıcı cepler benzer bir yapıyla, asetil-sialogycans. Sonuçlarımız, bu virüslerin sialoglikanları hedef hücrelerin yüzeyinde tutmak için benzer stratejiler geliştirdiğini göstermektedir.





Gıda sektörü bütün ahlaksızlığıyla, her gün bizim ve çocuklarımızın bedenine tecavüz ediyor. Biliyorsunuz, hazır yoğurtlarda, hazır dondurmalarda, pastanelerde, jölelerde, kremalarda, market ürünlerinin bir çoğunda “kıvam artırıcılar” adıyla domuz mamulleri kullanılıyor. Artık ‘neyin içinde var, neyin içinde yok`, net olarak bilmek neredeyse imkânsız. Haliyle bunları kullanan adamlara “kullanıyor musunuz” diye sorup, doğru yanıt vereceklerine güvenmek de mümkün değil. Tadı bozuk, kendi bozuk olmasına rağmen; uzun süre hiç ekşimeyen, çürümeyen, küflenmeyen, kıvamından dahi bir şey kaybetmeyen yiyeceklerimiz var artık. Peki, bu nasıl oluyor? Cevap: Kıvam artırıcılar, katkı maddeleri… Nedir onlar diye sorsak, “E” ile başlayan anlamayacağımız ve nereden/nasıl elde edildikleri bilinmeyen sayılar işitiyoruz.

İnsan yiyip içtikleriyle, büyür, yaşar, inşa olur. Yiyeceklerimizin sıhhati, bizim hem beden hem de ruh sıhhatimizin belirleyicilerindendir. Yaratılanlar içinde, bize helal olanların sayısını bir düşünün. Milyonlarca çeşit helal nimetin yanında, tek domuzun haram kılınmasının sebebini hiç merak ettiniz mi? Pislik içinde yaşadığı için gibi açıklamaları mutlaka duymuşsunuzdur, köyde bulunmuşluğunuz varsa, yediğimiz birçok hayvanın bir şekilde kendi pisliğine bulaşarak yaşadığını bilirsiniz.

Peki, diğer hayvanlar değil de domuz neden haram? Kardeşlerim, domuz genetik olarak insana en yakın hayvandır. Organ nakli tartışmalarında, domuzdan alınan kalp kapakçıklarının insana nakledilebildiğini de duymuşsunuzdur. Bu genetik yakınlık sebebiyle tıp alanında domuzlar üzerinde çok araştırma yapılıyor. İmmun hastalıkların, otoimmun hastalıkların (Multipl Skleroz, Romatoid Artrit, Behçet, Lupus, Sjögren, Ankilozan Spondilit vs.) ve kanserlerin en önemli sebeplerinden biri yiyip içtiğimiz ürünler. Bu tür hastalıklar batı toplumunun hastalıklarıdır. Bizde görülme oranları eskiden çok düşüktü, artık her geçen gün artıyor. Vücudumuz kendinden olmayan, maddelere karşı antikor üretir. Domuz kaynaklı yağlara, proteinlere karşı da üretiyor, ancak genetik yapımızın benzerliği sebebiyle, ürettiğimiz antikorlar domuzla bizim hücrelerimizi karıştırıyor ve kendi bedenimize saldırmaya başlıyor. Sonuç: Otoimmun hastalık. Başka bir mekanizmayla da bu ürünler, genetik yapımızda değişikliklere neden olarak, kanserlere sebep oluyor.





Bir yanıt yazın